Bizim zamanımızdaki İngilizce kitaplarını hatırladıkça, şimdi çocuk olmadığıma hayıflanıyorum. İnsana öğrenme şevki aşılıyorlar resmen 🙂 Yağız oynarken, bende yeni şeyler öğreniyorum böylece. O çok sıkıcı olan İngilizce sözlükler bile şenlenmiş, cıvıl cıvıl olmuş. Bizde de bunlardan iki tanesi var. Onlardan bahsedeyim istedim.
My First English/Turkish Dictionary of Sentences : Cümlelerden oluşan bir sözlük kitabı bu. Günlük yaşamdan seçilmiş durumlara ilişkin konuşmalar verilmiş. At home, time for bed, jobs, a birthday party, singing and dancing gibi pek çok bölüm mevcut. Örneğin;
Time For Bed:
- Kerem is very tired. It’s time to go to bed.
- Kerem çok yorgun. Artık yatma vakti.
Feelings:
- Mert is very angry because somebody has broken his toy car.
- Mert çok öfkeli çünkü birisi oyuncak arabasını kırmış.
At The Airport:
- Anıl will fly on a plane today.
- Anıl bugün uçakta yolculuk edecek.
- The planes on the runway are getting ready to take off.
- Pistteki uçaklar havalanmaya hazırlanıyor.
Cümlelerle ilgili resimlerde olduğundan, anlaşılması kolay çocuklar için. Ayrıca yukarıda görüldüğü gibi Türkçe anlamları da yazılmış. Kitabın arkasında da bölümlere göre kelimelerin anlamları verilmiş. Daha büyük yaştaki çocuklara göre de gayet anlaşılır ve keyifli bir kitap.
- İngilizce İlk Bin Sözcük-First Thousand Words in English: Bu sözlükte çocukların çok eğleneceği cinsten. Home, yard, workshop, street, park, travel, country gibi bölümleri var. Her bölümde bulunan nesneler resimlerin etrafına sıralanmış. Tübitak’ın “1001 Şeyi Bulun” tarzı bir kitap. “Where is the submarine, where is the castle” diyerek oyuncakçıda arayışa geçiyoruz mesela. “I can’t remember, what’s that?” diye sorduğum nesnenin ne olduğunu sevinçle hatırlatıyor bana. Ya da “I can’t find ducks” diye üzülürken Yağız buluveriyor parktaki ördekleri 🙂
Ayrıca bu kitabın İtalyanca, Rusça, Almanca, Fransızca ve İspanyolca seçenekleri de mevcut.
Bu kitabı sadece dil öğrenimi için kullanmıyoruz biz. Sayfaları hakkında sohbet ediyor, hikayeler uyduruyoruz.
Hele bir sayfası var ki, günlerce her uykudan önce yeni hikayeler yazdık oğlumla. Kasaba sayfası bize hayaller kurdurdu. Aşağıdaki evde yaşayan bir çocuk, bahçede çamaşır asan annesinden izin alarak dolaşmaya çıkıyor. Arkadaki çadırda tatil yapan ailenin çocuğuyla arkadaş olup, babasından ödünç at alıyor ve kasabayı dolaşıyorlar. Sonunda tepeye çıkıp, oradan kasabayı seyrederken çantalarından çıkardıkları sandviçleri yiyor ve etraftaki tavşan, tilki gibi hayvanlara da kırıntıları veriyorlar. Sonra ağaca çıkıp manzaraya hayran olarak baykuşla sohbet ediyor ve ertesi gün yeniden buluşmak üzere sözleşerek evlerine dönüyorlar. Sabah olduğunda onları başka maceralar bekliyor 🙂
Söylediğim gibi, İngilizce oynamayacaksanız bile gayet iyi vakit geçirebilirsiniz bu kitapla.
Aslında son zamanlarda, yoğun bir şekilde hiçbir şeye vakit ayırdığımız yok. Arada çıkarıp bakıyor ve eğleniyoruz bunlarla da.
Ah zaman, hiçbir şeye yetmiyorsun…
İlgili Yazılar :
Oğlumu Büyütürken 
Geri bildirim: İngilizce Kitap- A Dragon On The Doorstep | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: İngilizce Kitap- What The Ladybird Heard | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: İngilizce Kitap- The Little Giraffe | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: BBC Kids English Zone | Oğlumu Büyütürken