23 Ay…

Bir ay daha geçti göz açıp kapayıncaya kadar. Oğlum giderek bebeklikten çıkıyor ve küçük bir adama dönüşüyor.

Konuşma becerisi bizi şaşkına çeviriyor. Ne zaman öğrendi bunca şeyi diye düşünüyoruz. Bu ay en çok kullandığı cümleler, “biz şimdi ne yapıyoyuz?” ve “ne yapıyoyum ben?”

Müzikle arası çok iyi son günlerde. Dans etmek çok hoşuna gidiyor. O dans ederken herkes izlesin istiyor. Herkes kim mi? Tukan, çita, ayı, aslan vs. Ve hepsi de “ooo ne kadar güzel dans ediyorsun Yağız” diyorlar 🙂

Bazı çocuk şarkılarını da ezberlemiş. Ama sadece yalnız olduğunu düşündüğünde söylüyor. Bir oyuna dalmışsa ve beni farketmiyorsa, “kestane gürgen palamut…” diye başlıyor söylemeye.

Bu ay ilk defa Yağız’ın ateşi 40.2 oldu. Çok korktuk. Düşmesi saatler sürdü ve ertesi gün antibiyotiğe başladık. İnsanın çocuğunun sağlığı karşısında kendisini çaresiz hissetmesi kadar kötü çok az şey vardır sanırım.

İştahı bir miktar düzelme gösterdi son günlerde. En azından tabağındaki yemeği bitiriyor. Yeni tatlar denemeye itiraz etmiyor. Hiç yok demediği şeyler ise “kek ve kubaye” 🙂

Bende göz kayması ve göz tembelliği olduğundan, oğlumda da olabilme ihtimali korkutuyordu beni. Bazı fotoğraflarda da kayma olabileceği hissine kapılmam üzerine bir göz doktoru araştırmasına giriştik. Prof.Dr.Cumhur Şener adı çok fazla karşımıza çıkınca, Yağız’ı ona götürdük. Yabancılara ve özellikle doktorlara karşı çok mesafeli olan Yağız’a, Cumhur Bey’in yaklaşımı çok iyiydi. Gözlerinin de sapasağlam olduğunu duyduğumuzda keyfimiz yerine geldi.

Büyüdükçe korkuları da çesitleniyor oğlumun. Bu yaşlarda pek çok çocukta vardır belki de. İnsanları uzaktan izlemek hoşuna gitse de, onunla konuştuklarında korkuyor, belki de çekiniyor. Ayrıca gözlük, şapka ve eşarptan hoşlanmıyor. “Ben korktum” diye ağlamaya başlıyor.

Çocukları uzaktan izleyen ama yanlarına fazla yaklaşamayan oğlum, bu günlerde kendisinden dokuz ay büyük olan kuzeni Kıvanç’la oynamaya başladı. Çok fazla yalnız bırakmaya gelmese de, birlikte attıkları kahkahalar içimi ısıtıyor.

Dağınıklık içerisinde bir düzeni var oğlumun. Oyuncak ve kitaplarının toplanmasına kesinlikle karşı. Oynamasa da dağıtıyor ve gidiyor. “Gene bunları kim toplamış” der gibi 🙂

Ve artık yavaş yavaş özgürlüğünü ilan etmeye çalışıyor. Önceden hiç elimizi bırakmak istemezken, şimdi biraz önde, ama arkasında olduğumuzu bilerek koşturmak hoşuna gidiyor. Tabi birinin ona baktığını ya da konuşmaya çalıştığını anladığında, bacaklarımızın arkasına saklanıveriyor.

Böyle böyle büyüyüp kanatlanacak birgün biliyorum. Arkasına bakmaya ihtiyaç duymayacak. Yaptığı her yeni şeyle heyecanlanırken, hemen büyüyüvermesini istemiyoruz için için. Bakalım o hazır olduğunda uçmaya, biz hazır olabilecek miyiz onu bırakmaya…

İlgili Yazılar :

About yagizlahayat

4 Ağustos 2009 dan beri hayatımın yeni bir amacı var. Bu blog afacan oğlum Yağız'a ilk doğumgünü hediyesidir.
Bu yazı Ay Ay Gelişim, bebek gelişimi, Uncategorized, Yağız özel içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

7 Responses to 23 Ay…

  1. Ayça dedi ki:

    Gözlerinde bir şey çıkmamasına çok sevindim. Severim onun bıcır bıcır konuşmasını.

    Rüzgar bugünlerde abla demeyi öğrenmiş. Öyle tatlı ki. Mest oluyorum onu duyunca. Yağız’ın böylesine konuşması sizleri kendinizden geçirtiyordur eminim:)

    Şu özgürlük ilanı bizde de var. Bir aydır elimizi bırakıp koşturmak en büyük zevki. Yabancı algısı da…

    Beğen

    • yagizlahayat dedi ki:

      Sanırım yaklaşık aynı sürelerde aynı şeyleri yaşıyor çocuklar. Bunları önceden bilmek içimi rahatlatıyor benim. Geçici olduğunu anlıyorum ve telaşlanmıyorum.
      Eminim Rüzgar’da kısa sürede konuşur herşeyi. Çünkü bir başlayınca o kadar hızlı ilerliyor ki insan inanamıyor. Seninde dediğin gibi dinlemeye doyamıyor insan 🙂

      Beğen

  2. Geri bildirim: 24 Ay & Hoşgeldin 2 Yaş… | Oğlumu Büyütürken

  3. Geri bildirim: 25 Ay… | Oğlumu Büyütürken

  4. Geri bildirim: 26 Ay… | Oğlumu Büyütürken

  5. Geri bildirim: 27 Ay… | Oğlumu Büyütürken

  6. Geri bildirim: 28 Ay… | Oğlumu Büyütürken

Yorum bırakın