Yaz bitmeden Yağız oğlan ilk tatilini yaptı sonunda 🙂 Didim’de dedesinin yazlığında geçirdi tatilini.
En büyük korkum araba yolculuğu idi. Hatta bu konuda Nurturia’da sordum ve oradaki süper anneler bana işime yarayan fikirler verdiler. Yola sabah 5.30’da çıktık ve Yağız birkaç saat uyudu. Yanıma pekçok kitap, dergi ve oyuncak almıştım. Gidiş yolculuğumuz 13, dönüşümüz 14.5 saat sürdü. Sonlara doğru araba koltuğunda zapdetmekte zorlandıysam da korktuğum kadar olmadı.
Yazlığın bahçesindeki kediler Yağız’ın en büyük eğlencesi oldu. Hatta sanırım rüyasına bile girdiler ki sabah gözlerini “kedi” diye açtı. Ve ilk işimiz bahçeye çıkıp onlara selam vermek oldu 🙂 Sahilde de bir çok köpek vardı. Onlarda çok ilgisini çekti. Gözlerini ayırmadan izledi köpekleri.
Yaz sonu olduğu için güneş kremine ihtiyacı olmayacağını düşünüyordum ancak Nurturia‘da söylenenler bunun aksi yönündeydi. Önerilenleri bulamasam da, son anda yoldan Avustralya standartlarına uygun 30 faktör bir güneş kremi aldım. İlk günler güneş gerçekten yakıcıydı ve yüzüne sürdüm. Ama Yağız hiç hoşlanmadı bu krem olayından 🙂
Bir kaç kez kısa sürelerde denize girebildi oğlum ama çok rüzgarlı olduğundan fazla tutamadık. Genelde sahilde kumlarla oynadı. Bu mevsimde bizim için tatil çok güzeldi ancak Yağız için soğuktu biraz.
Dedesiyle çok eğlendi oğlum. Hergün parka gitti. Yazlıklar boşaldığından tüm park Yağız’ındı. Bol bol sallandı. “At topu, at topu” diyerek top oynadı, coştu. Hergün ağaç gördü, çiçek kokladı, dalından elma yedi. Yani mutluydu oğluşum. Zaten herşeyde onun için değil mi?
Üniversiteden arkadaşım Arzu’nun da Kazıklı koyda yazlığı vardı. Pazar kahvaltısına gittik onlara. Taş sokaklar, harika evler, orman, sessizlik… Denize uzanan bir yol. İnsanın ayrılası gelmiyor. Tabi Arzu’yla kısa da olsa hasret gidermek de çok güzeldi. Yıllarca da görüşmemiş olsan, karşılaştığında dün ayrılmışsın hissini taşıyorsan, işte o kişi dostundur senin. Ben yıllarca dost biriktirdim. Liseden, üniversiteden… Hiçbiri hayal kırıklığına uğratmadı beni. Umarım oğlumun da hayat karşısına hep doğru insanlar çıkarır.
Dönüşte 10 günlük tatilin yorgunluğunu çıkarır gibi baygın düştü Yağız. Sadece bir ısırık alabildiği elması elinden kaydı gitti…
Allah bağışlasın , mutluluklar
BeğenBeğen
Teşekkür ederim
BeğenBeğen
baktım resimlerine…hakikaten gözlüklü hali tam bir ARTİZZZZZ…çok tatlı pıtırcık..öpüyorum ikinizi de..
BeğenBeğen
Biz de öptük sizi…
BeğenBeğen
Fatoş’cuğum, çok şeker oğluşun. Allah bağışlasın.
Böyle bir anneye sahip olduğu için çok şanslı bir çocuk Yağız. Hergün öğrendiği bir şey bir yenisini öğrenme isteği yaratıyor onda. Böyle devam ederseniz üç dört yaşında okuyup yazmaya başlayacak gibi geliyor bana.
Yaz sonu aslında en güzel zamandır egede. Ama rüzgarlı bir döneme denk gelmeniz onun açısından talihsizlik olmuş. Seneye acısını çıkarırsınız inşallah.
Ne güzel bir doğum günü hediyesi hazırladın oğlun için. Seni çok tebrik eder, sevgilerimi gönderirim.
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim Işıl Ablacığım güzel sözlerin için.
Evet bizim için çok güzeldi ege bu mevsimde. Yağız için talihsizlik oldu biraz.
Dilerim büyüdüğünde Yağız’da beğenir hediyesini. Herşey onu mutlu ve başarılı bir yetişkin yapabilmek için. Umarım başarabiliriz.
BeğenBeğen
Geri bildirim: Ve Yağız Ormanı Keşfetti :-) | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Tabiat Tarihi Müzesi | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Sıradan Bir Pazar, Japon Bahçesi ve Kalehöyük Arkeoloji Müzesi | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Havuz | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Tatile Başlarken-Didim… | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Foça | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Foça- Lavinya Butik Otel | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Foça- Taşköy | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Bozburun- Veranda Otel | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Selimiye | Oğlumu Büyütürken
Geri bildirim: Datça | Oğlumu Büyütürken